Bir süredir siyaset alanında yürütülen görüşme ve istişareler sonrasında, Abdullah Öcalan’ın kurucusu olduğu PKK’ya silah bırakıp kendisini lağvetme çağrısını içeren mektubu 27.02.2025 tarihinde kamuoyu ile paylaşıldı.Bu mektupta;
– PKK’nın, ‘’Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusundaki yasaklardan kaynaklanan’’ zeminden doğduğu, güç ve taban bulmasının da demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklandığı,
– Ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümlerin toplum sosyolojisine cevap olmadığı,
– Kimliklere saygı gösterilmesi, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendisine esas aldığı sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkün olacağı,
– Demokratik toplumun kaçınılmaz olduğu, cumhuriyetin, ikinci yüzyılında ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabileceği, sistem arayışları ve gerçekleştirmeleri için demokrasi dışı bir yol olmadığı, demokratik uzlaşmanın temel yöntem olduğu…
hususları vurgulanmış ve gelinen noktada ülkede kimlik inkarı sorununun çözülüp, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmelerin PKK’nın feshini gerekli kıldığı belirtilerek, örgütün kongresini toplayıp; tüm grupların silah bırakması ve PKK’nın kendini feshetme kararı alması için çağrı yapmıştır.
Bu çağrıyı ve girişimleri kırk yıldır ülkemize derin acılar yaşatan, büyük maddi ve manevi kayıplara yol açan, çok sayıda insanımızın can kaybına neden olan terörün sona ermesi yönünde olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz.
Toplumdaki farklı kesimlerin yok sayılmaması, şiddet ve terörü teşvik etmeyen her türlü görüş ve talebin demokratik siyaset zemininde dile getirilip tartışılabiliyor olması birçok şeyin çözümünü kolaylaştıracaktır.
Ülkemizin son kırk yıldır yaşadığı acıların büyük ölçüde kimliklerin inkârı ve bu anlamda demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklandığı bizim de geçmişte dile getirdiğimiz bir husustur.
Atılan adımı olumlu bulmakla birlikte, bundan sonraki yaklaşımların, bu çağrının nasıl karşılık bulacağının ve sürecin nasıl yönetileceğinin daha da önemli olduğunu düşünüyoruz.
Süreci yakından takip edeceğiz.
ÇOĞULCU DEMOKRASİ PARTİSİ
81
