Çoğulcu Demokrasi Partisi kurucularından ve ÇDP Parti Meclisi üyesi Emine Sezgin ÇDP İl Başkanlığı tarafından Bursa’da düzenlenen konferansta “Siyasette Kadının Gücü”nü anlattı.
Bursa İTÜ Evi Oteli Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen program Çoğulcu Demokrasi Partisi Bursa İl Teşkilatı Başkanı Nasır Yıldız’ın açılış konuşmasıyla başladı. Nasır Yıldız konuşmasında, Türkiye’de farklı bir siyaset anlayışının hakim olduğunu, siyasetin halkı ikna etmek üzerine değil, halkı kandırmak üzerine yapıldığını söyleyerek, ÇDP’nin, işte bu kirli anlayışa itiraz edenlerce kurulduğunu söyledi.
ÇDP’nin çoğulcu anlayışa sahip çıktığını anlatan Yıldız, böylece, azınlıkta kalmış ve görmezden gelinen halkların ve kültürlerin yok olmaması için bir mücadele başlattığını, ancak bu mücadelenin amacına ulaşabilmesi için öncelikli olarak bu grupların kendilerine önemli görevler düştüğünü belirtti. Bu görevi “kendi haklarına sahip çıkıp çözüm talep ederek, siyasete etki etmek” şeklinde tarif eden Yıldız, “Çoğulcu Demokrasi Partisi işte bu talepleri takip misyonunu üstlenmiş bir partidir” dedi.
Yıldız konuşmasını tamamladıktan sonra işkadını ve ÇDP Parti Meclisi üyesi Emine Sezgin’i katılımcılara takdim ederek kürsüye davet etti.
Emine Sezgin hazirunu selamladıktan sonra çocukluğunu, öğrenciliğini, iş ve sosyal hayatını birkaç cümle ile özetleyerek özgeçmişi hakkında kısa bir bilgi verdi. Bilahare, ÇDP kurucuları arasına nasıl katıldığını anlatan Emine Sezgin, Türkiye’de pek çok farklı kimlik olduğunu, bunların mensuplarının kitle partileri içinde meclise de girdiğini fakat hiçbirinin özgüvenle çıkıp kendi kimlik sorunlarını meclis kürsüsünde seslendiremediklerini söyledi. Bunu, içinde bulundukları siyasi kurumların bu tür ileri söylemlere izin vermiyor olması ile açıklayan Sezgin, böyle bir durumda yapılacak işin duruma rıza göstermek değil, kendi siyasi platformunu oluşturarak mücadelesini vermek olduğunu söyledi ve “ÇDP’nin kuruluş gerekçesi işte budur” dedi.
Partinin kuruluşunun senesi dolmadan parlamento seçimlerinin gündeme geldiğini anlatan Sezgin, seçime katılabilmek için gerekli olan asgari sayıda ilde teşkilatlanma şartı sağlanamadığı için ÇDP’nin seçime girme hakkı elde edemediğini; bunun üzerine bağımsız adaylarla seçime katılma kararı alındığını, dokuz bölgede dokuz adaya görev verildiğini, bu süreçte kendisinin de Kayseri’den milletvekili adayı olmak durumunda kaldığını söyledi.
Bu dönemde pek çok Çerkesin, kurucuları Çerkes olan bir partinin siyasi hayata giriyor olmasından büyük rahatsızlık duyduğunu ifade eden Sezgin, birçoğunun da Çerkeslerin başına iş getirileceği gibi bir korkuya kapılarak endişelendiklerini söyledi. “Ancak geçen zaman bu endişe ve korkuların ne kadar yersiz olduğunu gösterdi” diyen Sezgin daha sonra Kayseri seçimleri deneyimini anlattı.
İlk adımda Kayseri’deki kurumların kendisine sahip çıkmadığını, kendisini desteklemek yerine Çerkesler adına diğer partilerle pazarlığa oturmaya yeltendiklerini anlatan Sezgin, fakat bu girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, hiçbir partiden olumlu cevap alamadıklarını söyledi. Bu tavırların kendisini yıldırmadığını söyleyen Sezgin, tanıdık çevresinden hareketle ve başka yollarla doğrudan halka ulaşmayı başardığını, ancak bundan sonra o kurumların da “ayıp olmasın” duygusuyla kendisine kısmen sahiplendiğini anlattı. Kendisinin azimle bütün köyleri dolaşarak mesajını verdiğini ve nihayetinde 5000 oy toplamayı başardığını söyleyen Sezgin, bu şekilde iktidar partisine bir milletvekili kaybettirdiklerini ifade etti. Sonuç olarak Çerkes oylarının gücü hakkında siyasi partilere net bir mesaj verdiklerini söyleyen Sezgin, “Nitekim sonraki seçimlerde iktidar partisi bu mesajı aldığını göstermiş, bir Çerkesi seçilebilir sıradan milletvekili adayı göstermek durumunda kalmıştır” dedi. Oy gücünün böyle sonuçlar doğurduğunu belirten Sezgin bu başarıda en büyük payın ise kadın seçmenlere ait olduğunu söyleyerek “Onlar olmasaydı başarmamız mümkün değildi” dedi.
Sezgin bundan sonrası için de siyaseti kadınların şekillendireceğinden hiçbir şüphesi olmadığını belirterek, ÇDP’yi de kadınların güçlendireceğini söyledi.
Bazılarının iddia ettiği gibi ÇDP’nin etnik bir parti olmadığını da ifade eden Emine Sezgin, sadece kimlik sorunlarını gündemde tutan ve çözüm isteyen bir parti olduğunu söyledi. Dolayısıyla Çerkes, Kürt, Boşnak, Arnavut,… kimlik sorunu olan bütün gruplara seslenerek ÇDP’de buluşmaları çağrısı yaptı ve “Bu mücadeleyi vermek hepimizin boynunun borcu. Onun için partimize sahip çıkalım, çevremizdeki insanları da bir şekilde partimize yönlendirelim” dedi.
Toplantı daha sonra soru-cevap ve sohbet şeklinde devam etti.
465