15 Ağustos 2014 tarihinde siyasi yaşama merhaba diyen Çoğulcu Demokrasi Partisi(ÇDP), henüz genel seçimlere katılım için öngörülen “şehirlerin % 51’inde örgütlenme” yeter şartını sağlayamadan 7 Haziran 2015 genel seçimleriyle yüz yüze kaldı.
Ancak, şartlar ne olursa olsun, kimlikler, özgürlükler ve demokrasi odaklı siyasetiyle önüne çıkan tüm süreçleri maksimum oranda değerlendirme gayretinde olan partimiz, yetkili kurullarının yaptığı istişareler sonucu seçimlere bağımsız adaylarla katılma yönünde karar almıştır.
Ve bu karar doğrultusunda çalışmalara başlanmış, adaylık için gereken şartların sağlanabildiği 9 seçim bölgesinde ÇDP fikir ve söylemlerine sahip çıkan 9 isim bağımsız milletvekilliği için aday gösterilmiştir. Böylece dezavantajlı bir şekilde, dış kulvardan da olsa, seçim yarışlarında yer alınmıştır.
Seçim öncesi dönemde adaylarımız saha çalışmalarını büyük bir ciddiyetle sürdürmüş, seçmenleri ikna etmek için büyük gayret ve fedakârlık göstermişlerdir.
Ancak, hedef alınan kitlenin dağınıklığı, siyasetteki acemilikler, adaylarımızın kıt imkanları, kampanyaların parti gibi kurumsal bir yapının ismi öne çıkarılamadan bağımsız adayların isimleri üzerinden yürütülmesi dolayısıyla oluşan “sanki yalnızlarmış” havasının getirdiği bir başka dezavantaj, son dönemlerde Türkiye genelinde yaşanan kutuplaşmalar sonucu oluşan “hesaplaşma atmosferi” sebebiyle, seçmenlerden gönülleri adaylarımızdan yana kayanların da sandık başına geldiklerinde etkisi altında oldukları eski kamplarına gösterdikleri sadakat,… v.b. diğer sebepler, sayısal olarak parlak bir sonuç elde edilememesinin gerekçelerinden bazılarıdır.
Ancak, sandıktan çıkan sayısal değerler, bizim konumumuzda bir parti için seçim sonuçlarını ölçmede kullanılabilecek yegâne parametre değildir.
Bizler, adaylarımız da dahil olmak üzere, bu seçimlerde çıkabilecek oy sayısının meclis tablosunda bize herhangi bir koltuk kazandırmayacağını tahminden de öte zaten biliyorduk.
Yeni yola çıkmış bir siyasi hareket olarak, bizim bu seçimlere girerken gözettiğimiz birinci amaç, siyaset sahnesinin her alanında bütün açıklığıyla kimlik mücadelesi verebileceğimizi ve toplumda bu yönde oluşmuş veya oluşturulmuş korkuların boş olduğunu göstermekti. Bunda başarılı olduğumuza ve meydana getirdiğimiz kelebek etkisinin asıl 7 Haziran’dan sonra dalga dalga büyüyeceğine ve toplumun tamamını kuşatarak “siyasal toplum olma” veya “talepleriyle görünür bir toplum olma” hedefimize önemli bir katkı sağlayacağına inancımız tamdır.
Bundan sonraki seçim süreçlerinde, gerek partimiz şemsiyesi altında, gerek başka kombinasyonlarla daha çok adayın kimlik siyasetine soyunması da bu başarımızın en önemli göstergelerinden biri olacaktır.
Seçimlerde ikinci somut mesaj da devlet yönetimine verilmiştir. Seçimlere kimlik siyaseti yaparak katılan adaylarımızla, Kürtler dışında kalan ve kimliklerine değer verilmeyerek görmezden gelinen diğer halkların da buna rıza göstermeyecekleri devlet yöneticilerine açıkça deklare edilmiştir.
4 yıl sonrasını, 8 yıl sonrasını göremeyenler bugünkü sonuçları elbette küçümseyebilirler. Onlara şunu diyebiliriz: Biz barajımızı inşa ettik ve kapaklarını kapattık. Baraj su tutmaya başladı. Elbette kaçaklar için de gerekli tedbirleri alacağız. Tribünlerin nasıl bir enerji üreteceğini ise 4 yıl sonra, 8 yıl sonraki seçimlerde hep birlikte göreceğiz.
Nitekim ÇDP’nin desteklediği bağımsız adayların seçim bölgelerinin üçünde aldıkları cüzi oy miktarlarının bile, iktidar partisinin buralarda bir önceki seçim dönemine göre kaybettiği üç milletvekilini koruyabilmesi için gereken oy miktarlarına eşit olduğunu söylersek bu etkilerden bazılarını şimdiden somutlamış oluruz. Firasetli olanlar, bu seçimde verilen mesajların satır aralarını da okumasını becereceklerdir.
Çoğulcu Demokrasi Partisi olarak 7 Haziran sürecinden, ilk seçim tecrübemizi edinmiş, özgüvenimizi artırmış ve siyaseten daha güçlenmiş olarak çıktığımıza şüphe yoktur.
ÇDP, kuruluşunun ilk günündeki heyecanını korumakta olup, bundan sonra da yoluna aynı inançla devam edecektir.
Bu seçim sürecinde büyük bir medeni cesaret göstererek bağımsız aday olan ve tüm seçim sürecinde özverili bir çalışma sergileyen Sayın Günsel Avcı’ya, Sayın Emine Sezgin’e, Sayın Ayşe Pişkin’e, Sayın Saim Sezgin’e, Sayın Kenan Kaplan’a, Sayın Aydın İlhan’a, Sayın Faruk Arslandok’a, Sayın Ali İhsan Aksamaz’a ve Sayın Timur Şahan’a candan teşekkür ediyor; isimlerini toplum öncüleri katoloğumuza altın harflerle yazdığımızı kamuoyu huzurunda deklare ediyoruz.
Bu süreçteki çalışmalara maddi manevi desteklerini esirgemeyen onlarca isimsiz kahramana da ayrıca teşekkür ediyoruz.
Bu açıklama seçim sonrası bir ön değerlendirme olup, detaylı değerlendirmeler parti organlarımızın çalışmalarını tamamlamasından sonra kamuoyu ile de paylaşılacaktır.
Saygılarımızla.
ÇOĞULCU DEMOKRASİ PARTİSİ
270