İnsanlık tarihi ve insanlığın kültürel birikimi ana diller üzerinden yükselmiştir.
Ana dillerin kaybolması insanlığın kültürel birikiminin ve zenginliğinin yok olması sonucunu yaratacaktır.
Yaşamı anlamlı kılan da çeşitlilik ve farklılıkların uyum içinde bir arada olması, farklı dil ve kültürlerin birbirini etkileyerek geliştirmesidir. Bu çeşitliliğin ortadan kalkması insanlık adına endişe edilmesi gereken bir gerilemeye neden olacaktır. Günümüzde dünya üzerinde konuşulmakta olan yaklaşık altı bin kadar dilin yarısı yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Dil, iletişim aracından çok daha fazlasını; insanlığımızın temel koşulunu ifade etmektedir. Değerlerimiz, inançlarımız ve kimliğimizin taşıyıcısı dildir. Deneyimlerimiz, geleneklerimiz ve bilgimiz dil aracılığıyla iletilmektedir. Dil çeşitliliği, hayal gücümüzün ve yaşam biçimlerinin inkâr edilemez zenginliğini yansıtmaktadır. Dilini kaybetmiş olan bir toplumun kimliğini ve kültürünü koruyabilmesi de mümkün değildir. Nelson Mandela’nın dile getirdiği gibi, “Eğer bir insanla anladığı dilde konuşursanız zihnine dokunmuş olursunuz, fakat onunla kendi dilinde konuşursanız kalbine dokunmuş olursunuz.”
Günümüzde ana dillerin yaşatılması için devletlerin çok dilliliği kabul etmesi ve bu dillerin yok olmaması için samimi çaba harcamaları, yasal düzenlemeler yapmaları ve kaynak ayırmaları gerekmektedir.
Anadillerin öneminin anlaşıldığı, korunup geliştirilmesi için gereken çabaların samimi bir şekilde hayata geçirileceği günlerin umuduyla Dünya Anadil Gününüzü Kutluyoruz.
ÇOĞULCU DEMOKRASİ PARTİSİ
209